Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
| ~ Rastlantı ~ | Uyeols10
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
| ~ Rastlantı ~ | Uyeols10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 | ~ Rastlantı ~ |

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
--melykhe--
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
--melykhe--


Mesaj Sayısı : 491
Rep : 57238
Teşekkür : 71
Yaş : 34
Nerden : м²

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: | ~ Rastlantı ~ |   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimePerş. Eyl. 03, 2009 7:50 pm

| ~ Rastlantı ~ | Yagmurluyol

"Yağmura yakalandım...
Düşünmeye gerek bile yok...
Evet, yağmurdan nefret ederim!..
Üstelik başımda tutabileceğim bir dosyam bile yok!
İnsanlar bir ağaç altı ya da bir dükkân gölgeliği bulduğu an altına giriyor, bense sığınacağım yerde, varlığımın rahatsızlık vereceğini sebep göstererek, insanlara bu denli içten davranamıyordum.
Bu sırada yağmur öyle baskın bir şekilde yağıyordu ki, caddenin her yanı bir anda sularla boğuldu.

Bu arada ben de, yağmurla ilgili düşüncelerimi bir kenara itmeye çalışırken, yarın vereceğim sunumuma odaklanmaya çalışıyordum.
Aynı zamanda, yoldan gelip geçen arabaların üstümü ıslatmaması için dua ediyordum...
Tam bu sırada, büyük bir hadiseyle karşı karşıya kaldım.
Evet, üstüm çoktan ıslanmıştı bile...
Arabanın arkasından ağzıma geleni saymaya fırsat bile bırakmadan, şoför -her kimse- olanca hızıyla uzaklaşmıştı.
Ve geriye sadece, benim kin dolu bakışlarımı bırakmıştı..."

...

Yinelemekten asla çekinmediğimiz;
Bazen mutlu, bazen umutlu, bazen heyecanlı, bazen buruk, bazen de ters gidebilen... ama hangi sıfatı alırsa alsın, "yaşama değer" diyebildiğimiz hayatlar...

İçimizde, her daim değişime uğrayan ama yine de kendi benliğinden vazgeçmeyen o yaramaz çocuklar...

Yüzümüzde her an belirebilen ve nerede, nasıl belireceği belli olmayan ufak başlangıçlar...

İçimizde asla sönmeyen, (sönecek gibi de görünmeyen) bütün varlığımızı ve masumiyetimizi kattığımız küçük hayaller...



Her biri, içimizdeki 'biz'i yansıtabilen en net şeyler aslında...

'Rastlantı'larla dolu yaşamımıza, ufak da olsa bir 'aşk' çisesi yağdıralım.


Hepinizi çok seviyorum !.


En son --melykhe-- tarafından Perş. Eyl. 03, 2009 8:01 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
--melykhe--
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
--melykhe--


Mesaj Sayısı : 491
Rep : 57238
Teşekkür : 71
Yaş : 34
Nerden : м²

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: 1.Bölüm   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimePerş. Eyl. 03, 2009 8:01 pm

...

Şiddetli yağmurun yaratmış olduğu etkinin ve yaşanan aksiliğin ardından, evime doğru yaklaşıyordum.
Yağmur hâlâ ısrarla yağıyordu ve ben de adımlarımı hızlandırarak apartmanın önüne geldim. Kapıyı açtım ve merdivenlerden hızla çıkarak ilk katta bulunan daireme yaklaştım.
Yağmurun üzerimde bıraktığı nemin yanı sıra, dibime kadar ıslanmama sebep olan o kişiyi bulup boğazlamayı geçirdim içimden. Bu sırada kapıyı açmakla meşguldüm.
Aklımdan geçenlerin, yersiz ve saçma olduğunu düşünerek, kendimi can havliyle banyoya attım.

Üstümdeki ağırlığı atıp aynanın karşısına geçtim ve kendimi seyretmeye koyuldum.
Ellerimi, akmış olan gözlerimin üzerinde gezdirdim.
Gözlerimdeki hüznü gördükçe, acıdım kendime.
Her şeyden, bu denli bihaber olmamın hüznüydü bu...
Yaratılmışın yoksunluğuydu içimdeki...
Aşk'ın var olmasına izin vermememdi belki de...
Yokluğun içindeki varlığı bulamamaktı...
Adını koyamadığım birçok şeydi aslında.
Ne var ki, bunları ortaya çıkarmaya hiç niyetim yoktu!
Bedenimdeki soğukluğu da alıp ılık suyun altına ittim yorulmuş bedenimi.
Yalnızlığımla yüzleşmektense, kaçmayı tercih etmiştim bir kez daha!
Suyun saflığına bırakmıştım kendimi…

Yarım saate yakın kaldım...
Giyinip salona doğru ilerledim. Dosyalarıma göz atmayı düşünürken, mutfak kapısının önünde durup bir fincan kahveye ihtiyacım olduğunu hissettim.
Sütsüz ve şekersiz kahvemi hazırlarken, kapının minik vuruşlarla çalındığını hissettim.
Kapının ardında, kim olduğuna dair tahmin yürütebildiğim biri vardı. Kapıyı açıp başımı uzattığımda, tahminlerimde yanılmadığımı anladım. Apartman yöneticisinin kızı Cansu'ydu bu.
Pembe pijamaları ve elindeki minik ayıcığıyla gülümsedi bana:

"Merhaba Hazan."


Eğilip kollarımı açtım ona. Onun deyimiyle, kocaman sarıldık birbirimize.
Onun o sarımsı saçlarını koklayıp öptüm:

"Merhaba Miniğim."


Aramızdaki yaş farkını umursamadan, bana ismimle hitap etmesi, aramızda samimiyetin oldukça güçlü olduğunu gösteriyordu ve ikimiz de bu durumdan şikayetçi değildik.
O, kimsenin olamadığı kadar yakındı bana. Kimsenin olamadığı kadar iyiydi.
Kimsenin anlayamadıklarını anlıyordu. O kadar masum bir şeydi ki...

Elimi tutup beni içeri doğru çekiştirirken, bütün bu düşüncelerime, tebessümümü de ekledi.

...

Zaman su gibi akıp gitti.

Cansu uyumuştu...
Bense onun yanına uzanıp saçlarını okşamakla meşguldüm.
Cansu bir eliyle ayıcığına sımsıkı sarılmış, diğer elini de benim boynuma dolamıştı.
Yarın yapacağım sunumu düşünürken, bedenimdeki yorgunluğa yenik düştüm ve ben de yumdum gözlerimi...

Uyandığımda Cansu yanımda değildi. Gözüm odanın içinde onu ararken, mutfaktan birtakım sesler geldiğini fark ettim.

Yataktan kalkıp koridorda yavaşça ilerlemeye koyuldum.
Başımı mutfağa doğru uzattığımda bir çift minik elin, servis tabaklarını masaya koymaya çalıştığını fark ettim. Masaya göz attığımda ise, harika bir kahvaltının beni beklediğini anladım.
Gülümsedim:

"Tatlım..."
"Günaydın Hazan."
"Günaydın canım. Sen neler yapmışsın böyle? (:"
"Mutlu olmadığını hissettim. Seni mutlu etmek için yaptım."
"Canım benim... Gel yanıma, gel buraya bitanem... Gel... Sarıl bana kocaman."



Kollarını açıp bana doğru gelişi bile yetti, gözlerimin dolmasına... Bundan daha masum ne olabilirdi hayatta. Sımsıkı sarıldı bana:

"Ağlama Hazan. Gül. Ben seni çok seviyorum. Seni hiç bırakmam. Ağlama, tamam mı?"
"Canım!"



Gözyaşlarımı silip beni öptükten sonra, elimden tuttu ve masaya doğru götürdü beni.

Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra, evden çıktık.

Cansu'yla vedalaşıp onu annesine teslim ettikten sonra, üç gün önce hazırladığım bavulumla birlikte, havaalanının yolunu tuttum.

Vereceğim sunum, yurtdışında, özel bir şirkette olacaktı.

Havaalanına vardığımda, iki iş arkadaşımın da çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Bavulumu verip, yanlarına gittim. Klasik bir selamlaşma ve iş muhabbetinden sonra lavaboya gitmek için izin istedim.
Yanlarından ayrılırken, yıllardır birlikte çalıştığımız halde aradaki mesafeyi bir türlü yok etmeyi başaramadığımızı düşündüm. Dışarıda ya da evde nasıl sıcak davranıyorlarsa, mesele işe gelince, o denli resmî oluyorlardı.

Lavaboda, her toplumda klasikleşen bir olaya şahit oldum...
İki kadın, kimin ne duyacağını umursamadan dedikodu kazanını fazlaca kaynatıyorlardı. Konu da açıkça belliydi: Erkekler...
Konuşacak, tartışacak ya da üzerinde yoğunlaşacak başka bir şey yokmuş gibi, nasıl bu kadar rahat davranıp herkesin kulak kabartabileceği bir yerde, bu kadar açık konuşabiliyorlardı, anlayamıyordum.
Bu durum beni oldukça rahatsız etti ve bir an önce oradan kaçmak istedim.
İşimi bitirip çıktım ve arkadaşlarıma doğru ilerledim.
Sağ taraftan gelen duyumlarıma güvenip dönmeme fırsat kalmadan, sarsıldım ve tam düşmek üzereyken, buna sebep olacak kişi tarafından, kollarımdan tutuldum. Beni bırakıp aceleyle dönmeye yeltendi.

Bense, o an sinirlerime hakim olamadım:

"Önüne baksana biraz!"


Güneş gözlüklü ve şapkalı bir adamdı. Oldukça acelesi var gibiydi.
Nefes nefese kalmış haliyle, bana doğru döndü:

"Kusura bakmayın bayan, acelem var."
"Biraz önüne bakmaya çalışsaydın, ne senin vaktin çalınırdı, ne de benim canım yanardı!"
"Afedersiniz dedim, büyütmeye gerek yok."
"Bundan sonra dikkatli yürümeye çalış, olur mu?! İnsanlara yazık."



Trip atarcasına, birkaç saniye boyunca bana baktıktan sonra aynı şekilde koşmaya devam etti. Gözlerindeki gözlük ve kaşlarına kadar indirdiği şapkası yüzünden, gözlerindeki bakışı görememiştim. Ama görmeyi çok isterdim!
Görüp aynı sinirle, ben de ona yüklenmek isterdim.
Fakat bu, uğraşmaya değmeyecek bir şeydi. Üstelik benim de vaktim daralıyordu. Gitme vakti yaklaşıyordu.

Silkelendim ve arkasından bakıp gözden kayboluşunu izledim.

Bu sırada da, tanımadığım birine nasıl bu kadar kaba davrandığıma inanamıyordum.
Fakat, tabii ki hak ettiğini düşünmeden edemedim!

Arkadaşlarımın yanına döndükten sonra, anonsumuzu duyduk ve uçağa doğru yol aldık.
Uçağa binerken, yaşadığım tatsız olayı düşünüyordum.
Yerlerimize yerleştik ve bugün akşam gerçekleşecek olan sunum hakkında birbirimizin fikrini aldık.

Uçağın hareket etmesiyle, irtibatımızı kesip kendimizi zamanın akışına bıraktık.

3 saatlik bir yolculuğun sonuna yaklaşıyorduk.
Camdan, henüz canlanan bu güzel ülkeye baktım.
İşte şimdi, burayı gerçekten özlediğimi fark ettim.
Tebessüm ederken, şu birkaç kelimenin, fısıltı hâlinde, dudaklarımdan dökülmesine engel olamadım:

"Uzun bir aradan sonra, yeniden merhaba İtalya..."

...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
£melike£
Üye
Üye
£melike£


Mesaj Sayısı : 248
Rep : 54575
Teşekkür : 30
Yaş : 35
Nerden : _Meleğimizin diyarından_
Gerçek İsim : Y.....n(:

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: Geri: | ~ Rastlantı ~ |   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 1:45 am

Muhteşem bir başlangıÇ..
Merak ediyorum bıraktın mı bu seneryoyu??Yani devamı gelicek mi bitanem:S En azından onu bilelim(:

Ben çok isterim bunu biliyorsun.Mel'eğin anlatım dili-o hiissiyatı vurgulayışını okumak benim için çok zevkli | ~ Rastlantı ~ | 8123
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ryuzaki
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
Ryuzaki


Mesaj Sayısı : 1829
Rep : 66946
Teşekkür : 43
Yaş : 31
Gerçek İsim : Kaan

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: Geri: | ~ Rastlantı ~ |   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 9:38 am

Ağzım açık hayran bir şekilde bakakaldım. XO, Süper, ötesi, harika... Diyecek söz bulamıyorum. Süpersin | ~ Rastlantı ~ | 97571
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://melikegunerfan.yetkin-forum.com
~öZo & MeL~
Üye
Üye
~öZo & MeL~


Mesaj Sayısı : 62
Rep : 54235
Teşekkür : 9
Yaş : 29
Nerden : Bedeni Antalya 'dan ruhunu bilen yok...
Gerçek İsim : Doktorlar <3 Zenan ''aSk'' Suat =>Melike ''LoVe'' Bekir... < Karadoğan Ailesi > Barış Akarsu..!

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: Geri: | ~ Rastlantı ~ |   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimePtsi Eyl. 28, 2009 7:54 am

Süpersin ablacım buraya kadar olan bölüm için yorumumu biliyosun devamını merakla bekliyorum | ~ Rastlantı ~ | 8123
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÜLO
Üye
Üye
GÜLO


Mesaj Sayısı : 32
Rep : 54049
Teşekkür : 0
Yaş : 31
Nerden : Herşeyimin kalbinden ;)

| ~ Rastlantı ~ | Empty
MesajKonu: Geri: | ~ Rastlantı ~ |   | ~ Rastlantı ~ | Icon_minitimeCuma Ekim 16, 2009 12:13 pm

Ben bunu bir yerden çıkaracağım galiba :D
Muhteşem olduğunu biliyorum zaten ne düşündüğümü biliyorsun ablam özellikle "Hazan ve Cansu" konusunda....

Devamı gelsin ama artık çok özledim... (;
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
| ~ Rastlantı ~ |
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür & Sanat ::  Sizin Senaryolarınız -
Buraya geçin: